29 Nisan 2014 Salı

Bana bahar yeni geldi hoş geldi..

Mart nisan mayıs desek bile herkese asıl bahar nisanda başlar. Benim içinse hep biraz daha geç.. Herkese neşe, mutluluk getiren bahar nedense bana başta hep bir hüzün getirir. Dünyanın her sorununu kendimin bilir her şeye üzülüp ağlayan, çakma bir balık burcu olurum. Neyse bugün artık yeter koskoca nisanı devirdin sen hala depresif hala depresif diyerekten bahar temizliğimi yaptım. 5 gün kalan devamsızlık hakkımı umursamadan okulu ektim. Kalın nevresim takımlarımı ve yatağımda duran 8 yastığımı poşetleyip yatağın altına kaldırdım her sene bahar için sakladığım pike takımımı örttüm. Tatil için sakladığım dizilerede bugün başlamayı planlıyorum. Hazırlıklar tam gaz devam ederken ruhen baharı getirmek içinse henüz bi planım yok, en iyisi onu kendi haline bırakıp hazır olduğu zaman baharı getirmesini beklemek.. Yinede süreci hızlandırmak için elimden geleni yapıyorum. Sarı ojelerimi sürdüm her bahar giydiğim cici elbiselirimden de birini giydim. Oda hazır, kıyafetler, ayakkabılar, çantalar hazır. Ruhende hazır olduğum zaman başlayabiliriz bahar eğlencelerine! Hala depresif takılan, yeni terkedilen, derslerden çakıp bütün gün derin derin düşünenlerimiz varsa onlara da tavsiyem aynı pikeleri serin, ojeleri sürün ve kendinizi hazırlayın.. Bahar heba edilemeyecek kadar güzel ve değerli çünkü.. Neyse bende başka düşüncelere dalmadan dizilerime başlayayım bari.. Güzel ve mutlu bir gün geçirmeniz dileğiyle, öptümm!

27 Nisan 2014 Pazar

O mu yoksa bu mu derken bir bakarsın elde var sıfır..

Hayatın bize yaptığı en büyük kötülük kararsızlıktır. Her kötü her yanlış şeyin başlangıcı kararsızlığımızdır. Her yaşanan her biten şeyin üzerine o kadar çok düşünürüz ki bizi yer bitirir. Doğru kararı mı verdim yoksa oturup tekrardan mı düşünmeliyim. Her verdiğimiz karar bir anlığına doğru gelse de belli bir zaman sonra yerini pişmanlığa bırakır. Sürekli diğer seçenek üzerinde düşünmemize neden olur. Verdiğimiz kararın yanlış olduğunu düşündürür. Sonra bizlerde her şeyi arkada bırakıp diğer seçeneğe yöneliriz ama bilin bakalım ne olur? Yine.. yine... ve yine pişmanlık. Hayattaki en büyük güçsüzlük kararsızlıktır çünkü hiçbir zaman doğru karar, doğru zaman ya da doğru kişi yoktur. Her şey bizim yıkanıp 5 gün dolapta bekletilen çilek gibi çürük olan iç dünyamızla ilgilidir. Benden bir tavsiye isteyecek olursanız ilk önce elimizde olmayan şeyler olduğunu kabullenmeniz gerekir ikinci adım olaraksa mükemmel gözüken şeyler aslında hiç mükemmel olmayabilir kabullenmelisiniz, kabullenmeliyiz.. Sonraki adımsa karar vermeniz gerektiğidir. Söylediğim gibi hiçbir zaman doğru karar yoktur, değişen ruh hali ve nefretin-acının büyüklüğünün ne kadar olduğu vardır ama birazcık sadece birazcık daha derine gittiğiniz zaman görürsünüz ki tek ihtiyacımız olan ve de tek sahip olduğumuz kendimizizdir. Hangi seçim seni senden uzaklaştırmıyorsa ya da senin kim olduğunla ilgili yıllardır verdiğin savaşta seni haksız çıkarmıyorsa işte doğru seçenek o'dur.
 Hepimiz yaşıyoruz bir şekilde kimimiz hayatın çok güzel olduğunu düşünerek, kimimiz ise hayatın berbat olduğunu düşünerek. Hangi seçenek size uyarsa uysun gerçek anlamda her şeyiyle sahip olduğunuz sadece kendiniz varsınız. O yüzden hangi karar daha doğru diye düşünmeyi bırakıp hangi karar beni, olduğum kişiyi daha az değiştirir diye bakmalısınız. Biliyorum iki türlüsü de zor ama sürekli karar değiştirip kendime acı çekmektense kararsızlık içinde çırpınmaktansa acı çekerek kendim olmayı tercih ederim. Sizde denemelisiniz biliyorum zor ama bazen zor seçenek en doğru olandır.

Pages - Menu

Popular Posts

Blogroll

Navigation Menu

Blogger templates

Blogger news