2 Ağustos 2015 Pazar

Ütopyalar Güzeldir






 Unutmak insanoğluna bahşedilen en büyük lütuf denmişti bir keresinde bana. İnsan inanmak daha doğrusu kabullenmek istemese de bu böyle değil midir? Bizi tanıyan son insan öldüğü zaman bizden geriye ne kalır? Unutulmak duygusu kahredici olsa da kaçınılmazdır.

 Düşünüldüğü zaman bile bir boşluk kaplar içimizi. Çabaladığımız uğruna nelerden vazgeçtiğimiz şeyler onlarda mı unutulur yani? O zaman neden çabaladım ben? Neden üzülüyorum? Bu kadar acı beni alt edebilirdi. Beni mahfedebilirdi ama ben çalıştım uğraştım yeniden ayağa kalktım. Ne uğruna peki hiçbiri hatırlanmasın diye mi bu kadar emek? Evet. Aslında bu kadar sorunun ufacık bir cevabı var, evet...

 Ne kadar riyakarlık yapsak, kabullenemesekte sonunda hep aynısı olmaz mı? Yine unuturuz ve devam ederiz. Hayır ben unutmadım. Hepsi dün gibi aklımda asla tekrarlamam aynı hatayı bana ders oldu olanlar, iyi oldu iyi.. Dün gibi mi? O dün aslında kocaman bir boşluktan ibaret değil midir?
 Unutmadın peki öyle olsun. Her yeni insanlarda eskileri de mi seninle yani? Nasıl taşırsın bu yükü? Daha ne kadarını kaldırabilirsin?

 ''Anılar mı? ne sesli bir buluşma'' demiş Cansever. Senin kulakların daha ne kadar gürültüyü kaldırabilir?

  Zorlama artık kendini daha fazla, toyluğundan belki bu kadar inat ama unutmak mecburiyetindesin. Bu kadar çok korkutmasın seni unutmak, unutulmak. Sonunu bilsen de zorundasın devam etmeye. Ne başkasının yolunda engel ol, ne de başkasının yoluna taş koymasına izin ver. Sonsuzluk ütopik bir düşünce, Ertem'in dediği gibi ütopyalar güzeldir evet ama unutma ki her ütopya gerçek olamayacak kadar da güzeldir aynı zamanda...

1 yorum:

  1. 'unutmak' degil de zorlayici anilarin yarattigi tortuyu yikamak diye dusunurum ben hep. berrak anlar kalsin, tortu yok olsun...

    YanıtlaSil

Pages - Menu

Popular Posts

Blogroll

Navigation Menu

Blogger templates

Blogger news